
Kitap Adı: Tatlı Şeytan
Orijinal Adı: Sweet Evil
Seri Adı: The Sweet Trilogy #1
Yazar Adı: Wendy Higgins
Tür: Paranormal Aşk, Genç Yetişkin, Doğaüstü
Sayfa: 536
Yayınevi: GO!
Çeviren: Demet Orhan
Goodreads Puanı: 4.16
Benim Puanım: 3.5/5
ZEVK, GÜNAHIN TUZAĞIDIR...
On altı yaşındaki Anna Whitt yaşıtlarından biraz farklı bir genç kızdır. Anna renkler vasıtasıyla insanların duygularını görür, hatta isterse hisseder. Kilometrelerce ötedeki sesleri duyar, kokuları alır. Anna farklı olduğunu bilir ama "ne" olduğunu dair en ufak bir fikri yoktur. Ta ki gizemli yakışıklı Kaidan Rowe ile tanışana dek. Kaidan, onun da kendisi gibi, iblis soyundan gelen bir Nefil olduğunu açıklayınca Anna'nın önünde karanlık bir dünyanın kapıları aralanır. Kaidan'ın büyüsüne kapılıp bu dünyaya adımını attığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hayatı boyunca "iyi bir kız" olan Anna, ya diğer Nefiller gibi iblislere boyun eğip kötülüğe hizmet edecek ya da kaderini baştan yazacaktır...
---------------------------o-----------------------------
İtiraf ediyorum: Bu kitap hakkında ne söylemem gerektiğine dair hiçbir fikrim yok. Yani cidden kitabı sevdim mi sevmedim mi onu bile anlayamıyorum.
Olay deseniz pek fazla yok. Karakterler deseniz tamam iyi düşünülmüş ama o kadar çok cümlede kitabın içine dalıp söyleyenin (Ki bu genelde Anna oluyor.) kafasını duvarlara çarpa çarpa yerine getirme istedim ki anlatamam. Orijinallik? Bir melek - şeytan savaşını şeytanların tarafından anlatması ilginçti. Ana karakterin yaşadığı çatışmalar (Biraz altta değineceğim) fazlasıyla orijinaldi. Kitapta o kadar az olay geçiyor ki ne orijinal ne değil onu bile bilmiyorum. Sıkıcı mıydı? Kesinlikle HAYIR! Sürükleyici miydi? Kesinlikle EVET! İşte burası kafamın karıştığı yer: Kitaptaki bir şey sizi beğenmeye itiyor. Ne bilmiyorum. Sadece bir şey var. Jennifer L Armentrout'unki gibi inanılmaz eğlenceli bir anlatımı yok ya da Nalini Singh gibi bir kurgu dehası değil. Ama o kadar kendine özgü bir şey var ki. Sadece ne olduğunu bilmiyorum. Kitaba 4 puan vermek istiyorum ama 4 puanı vereceeğim bir yer bulamıyorum.
Her neysee..
Şimdi gelelim karakterlerimize. Anna için söyleyecek o kadar çok şeyim var ki. O kesinlike normal değil ve bunu biliyor. (Genelde bu tarz kitaplarda ana karakter olan kızımız yeteneklerinin farkında olmaz ve kendine güvensizlikleriyle beni çıldırtır.) Anna insanların auralarını görebiliyor ve hissedebiliyordur. Aurayla kastettiğim insanların o anki duygularını yansıtan etraflarındaki renk bulutu. Bunun dışında insanlardan çok üstün duyuları vardır. Daha uzağı duyabilir, görebilir, uzaktaki şeylerin kokusunu alabilir ve pantolonunun kumaşındaki dikişlere kadar hissedebilir. Tabi bu duyu yeteneklerini nadiren kullanır. Bunları nasıl yapabildiğine gelirsek, o bir Nefilim. Yani iblis soyundan.
Yedi ölümcül günah için birer tane iblis olmakla birlikte başka günahlar içinde iblisler var. Bu iblislerin insanlardan olan çocuklarına nefilim deniyor ve nefilimler çocukları oldukları iblisin uzmanlığına doğuştan bir çekim hissediyorlar. Anna'nın babası Belial başta alkol ve uyuşturucu olmak üzere madde bağımlılığını yayıyor. Bu da demektir ki Anna'nın her daim bu maddelere karşı direnmesi gerekiyor. Tabi Anna'yı bu kadar özel yapan annesinin bir koruyucu melek olması. Nefilim olmasına rağmen Anna'nın asla kuralların dışına çıkmaması, yalan bile söyleyememesi, herkes hakkında en iyisini düşünmesi ve herkese karşı bir sempati beslemesi kesinlikle annesinden gelen bir özellik. Alkole ve uyuşturucuya duyduğu aşırı istek de işin içine eklenince Anna'nın partilere katılmaması ya da barlara gitmemesi minik kızımızı tamamen örnek genç modeli yapıyor.
Anna'ya o kadar kızmak istiyorum ki.. Kitap boyunca bazı şeyleri neden yaptığını hiç anlyamadım. Ya kendi kafamı ya da onun kafasını duvarlara vurmamak için zor dayandım. O kadar saftı ki. İyi anlamda bir saflık değil, insanın sinirini bozan "UYAN ARTIK!!" diye bağırma isteği uyandıran, sinir bozucu bir saflık.
Neden?! Neden bu kadar ah kelimelerle anlatamıyorum bile! Yapma Anna sadece yapma!
Şimdi gelelim yeni sevgilime. Adı Kaidan Rowe, baterist ve şehvet iblisinin oğlu. Bu kadar şey yeterli. Ortaya çıkan resmi hayal edebildiniz değil mi? Edemediniz mi? Olsun.
Şimdi edebiliyor musunuz? Ah lanet! Bunu nasıl unuttum?! Çocuğun lanet olası seksi bir ingiliz aksanı var!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder